EMC tarafından hazırlanan “Yedekleme ve Kurtarma Çözümleri ile Başarısı Kanıtlanmış İş Değeri Oluşturmak: Ortadoğu ve Türkiye İçin Yatırım Geri Dönüşüne Yönelik Değerlendirmeler” sonuç raporu, yedekleme ve veri kurtarma konuları ile ilgili farklı noktaları işaret ediyor.
Veri yedekleme ve kurtarma, bugün için işletmelerin gündemindeki en önemli konu gibi görünmese de temelde işletmeler açısından büyük önem taşıyor. İşletmelerin etkinlikleri testlerle ispatlanmış, güvenilir ve yeni nesil çözümler kullanması, kurumun geleceği açısından son derece kritik. “EMC” tarafından hazırlanan “Yedekleme ve Kurtarma Çözümleri ile Başarısı Kanıtlanmış İş Değeri Oluşturmak: Ortadoğu ve Türkiye İçin Yatırım Geri Dönüşüne Yönelik Değerlendirmeler” Sonuç Raporu da bu sürecin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Yakın zaman önce tamamlanan araştırmanın sonuçlarına göre, Avrupa, Ortadoğu ve Asya-Pasifik’te faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 79’u bir felaket olması durumunda sistemlerini kurtarılıp eski hallerine döndürebileceğinden emin değil. Bu işletmelerde BT konusunda karar verme yetkisi olan yöneticilerin de yüzde 15’i yedekleme ve kurtarma altyapısı için şirketlerinin ne kadar harcadığı konusunda bilgi sahibi değil.
EMC Türkiye Genel Müdürü Önder Sönmez araştırmanın önemi ile ilgili olarak; “İşletmeler, yedekleme ve kurtarma çözümlerine hak ettiği önemi vermeyerek, yalnızca markalarını ve operasyonel verimliliklerini riske atmakla kalmıyor, aynı zamanda da maliyetlerden tasarruf etme olasılıklarını da kaybediyorlar. Burada da bir kopukluk söz konusu oluyor. BT sistemleri ileriye gittikçe, sistemleri korumakla görevli yedekleme teknolojisi geri kalıyor. Bir işletmenin can damarı olarak, verileri öncelikli olmalıdır. Veriler modern disk-tabanlı sistemlere yedeklenmeli ve işletmenin tesisi dışında bir tesiste de kopyası bulunmalıdır. Bu sistemler genellikle özel amaca yönelik yedekleme cihazları olarak tanımlanır ve veri depolama sisteminde ve ağda verimliliği artırmak için de veri tekilleştirme teknolojisini kullanır” değerlendirmesinde bulundu.
EMC Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Romanya ve Güney Doğu Avrupa ülkelerinden sorumlu Satış Yöneticisi Gökçe Öztürk de konuyla ilgili değerlendirmesinde; “Sistemlerdeki aksama sürelerinin işletmeye yönelik olumsuz mali etkileri çok büyük. Maddi kayba neden olduğu gibi müşteri sadakatindeki düşüş nedeniyle soyut zararlar da getirebiliyor. İşletmeler doğru yedekleme ve kurtarma çözümlerine yatırım yapmalı ve korunduklarından emin olmalıdır. Bu yalnızca bir koruma önlemi değil, aynı zamanda işletmeye maliyet faydaları sağlamak açısından da önemlidir.”
“Araştırmanın sonuçları Avrupa, Ortadoğu ve Asya’da yedekleme ve kurtarmaya yönelik yaklaşımların yeniden gözden geçirilmesine olan ihtiyacı gösteriyor. Verilerle ilişkili elektronik bilgi ve sistemlerin birçok işletmenin sağlıklı çalışması ve başarılı olmasındaki kilit rolü artıyor. Bu araştırma birçok işletmenin BT sistemlerinde aksama olması durumunda sistemlerini ve verilerini eski haline döndürme konusunda hazırlıklı olmadığını ortaya koyuyor. Zorlu ekonomik ortamda, böyle bir durumun verimlilik, gelirler ve müşteri güveni üzerinde olumsuz sonuçları olabilir. EMC’nin tüm işletmelere tavsiyesi, gelecek nesil çözümler kullanan yedekleme ve kurtarma sistemlerine yönelik bir yaklaşımı benimsemeleridir. Bu onları teyp ya da CD-ROM gibi güncelliğini yitirmiş teknolojilerden daha düşük bir maliyetle, günlük kesinti ve arızalara karşı korumaya yardımcı olabileceği gibi, çok daha ciddi aksamalara karşı da koruyacaktır” diyor.
EMC Emea Veri Kurtarma ve Yedekleme Ürünlerinden Sorumlu Direktörü Kelly Brown’ın kaleme aldığı makale, yedekleme süreçlerinin sadece BT alanını kapsamadığını işaret ediyor. Brown makalesinde özetle şu ifadelere yer veriyor; “Farketseniz de farketmeseniz de yedekleme sisteminizin ve daha da önemlisi kurtarma sisteminizin performansının, işletmeniz üzerinde önemli etkileri var. Yedeklemenin amacı kurtarmadır. Sistemin kurtarılması ve geri yüklenmesi gerektiği zamanlar, yedeklemenin doğru ve uygun biçimde yapılmış olmasını umma zamanı değildir.
Ancak, Ortadoğu ve Türkiye’de birçok işletme, bu umudu bir yedekleme stratejisi olarak benimsiyor. Bölgedeki yedekleme ve kurtarma eğilimlerini incelemek üzere EMC IDC’den bir araştırma gerçekleştirmesini istedi. Amaç, bölgedeki öncü şirketlerin yedekleme ve felaket kurtarmaya yönelik uygulamalarıyla ilgili “öncesi” ve “sonrası” senaryoların ayrıntılı bir analizini yapmaktı.
Araştırmanın kilit noktalarından ve sonuçlarından biri, yedekleme altyapılarını modernize ederek, işlerin geliştirilip büyütülebileceğiydi. Sürekli yedekleme süreçleri gibi ölçümlere odaklanmamız, yedekleme konusunu yalnızca BT odaklı hale getiriyor. Bu araştırmanın sonuçlarının bir işletmenin ihtiyaçlarını destekleyebilecek bir yedekleme sistemi altyapısının etkisini ve önemini artıracağını umuyorum. Zira bu konu yalnızca bir BT konusu değil.”
Yedekleme ve kurtarma sistemlerini en doğru hale getirmenin finansal faydaları
Araştırmanın sonuçlarına göre, Ortadoğu, Türkiye ve Fas’ta faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 82’si, olası bir felaket durumunda sistemlerin kurtarılıp eski hallerine döndürebileceğinden emin değil. Yüzde 64’ü ise 12 ay içinde veri kaybı ya da sistemlerinde aksama süreleri gibi sorunlar yaşadıklarını belirtiyor. Ancak bu yüzde 64’ün yalnızca yüzde 37’si bu tür olaylardan sonra yedekleme ve kurtarma sistemlerini gözden geçirdiklerini ve BT sistemlerinde yedekleme ve kurtarma için kullanılan prosedürleri değiştirdiklerini belirtiyor.
Araştırma, birçok işletmenin sistemlerdeki aksama sürelerine bağlı olarak, gelir kaybı gibi maddi hasarlara uğradığını (işletmelerin yüzde 30’u) ve çalışanların verimliliğinde düşüş yaşadığını (yüzde 36) gösteriyor. Maddi hasarların yanı sıra, maddi olmayan ve en az maddi hasarlar kadar işletmeye zarar veren faktörler de söz konusu.
Veri kaybı ve sistem aksama sürelerine doğrudan bağlı en önemli faktörlerden biri müşteri güveninin ya da sadakatinin kaybedilmesi olarak öne çıkıyor. Araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 32’si bu tür bir sorunu yaşadıklarını kabul ediyor. Araştırmadan elde edilen bulgular, işletmelerin sistemlerindeki aksama süreleri nedeniyle müşterilerini rakiplerine kaptırdıklarını da ortaya koyuyor. İşletmeler aksama sürelerinin müşteri güveni ve sadakatini olumsuz etkileyeceğinin farkında ancak bunu düzeltmek için gereken adımları yeterli düzeyde atmıyor.
Yatırımın yüzde 50’si 3 yılda geri döndü
2011’de hazırlanan “IDC, EMC’nin Gelecek-Nesil Yedekleme ve Kurtarma Çözümleri ile Başarısı Kanıtlanmış İş Değeri Oluşturmak” raporuna göre ise araştırmaya katılan 10 EMC müşterisi yalnızca 7 ay içinde yatırımlarının geri dönüşünü almaya başladı ve üç senelik süre içinde de tüm yatırımın ortalama yüzde 50’sini geri almayı başardı.
Veri tekilleştirme teknolojisi yalnızca benzeri olmayan verilerin yedeklenmesini sağlıyor. Bu teknoloji, işletmelerin yedekleme ve kurtarma altyapılarından maksimum fayda sağlamalarına yardımcı oluyor. Böylelikle, yedekleme için gereken depolama kapasitesini 10-30 kat; bant genişliği ihtiyaçlarını ise yüzde 99’a kadar azaltıyor.
IDC’ye göre sıfır hatalı ve operasyonel kurtarmalı yedekleme işlemleri yüzde 64 daha hızlı gerçekleştirilebiliyor. “Öncesi” senaryosunda kullanıcılar, kurtarma süreleri için yılda ortalama 54 saat harcadı. IDC’ye göre bu süre artık yalnızca dakikalarla ölçülüyor; ‘Yılda ortalama 13 dakika.’
Bu dönüşümden olumlu etkilenen bir diğer kesim de BT ekipleri. Geri yüklemeler, hatalı yedekleme işlemlerinin yeniden başlatılması ve fiziksel olarak teyplerin kontrolü gibi yedekleme ve kurtarma süreçleri için haftada ortalama 37 saat harcanıyordu. Yedekleme sisteminin dönüşümünden sonra, yüzde 75’lik bir iyileşmeyle bu süre 9 saate iniyor.
Araştırmaya göre şirketler, bu tür bir etki oluşturmak için neyi değiştirdi? Mevcut yedekleme sistemi altyapılarını 3 önemli değişiklik yaparak modernize etti:
1. Teypleri amaca yönelik özel yedekleme aygıtları ile değiştirdi. Sadece bu değişiklik bile araştırmaya göre şirketlerin yılda ortalama 627.000 USD tasarruf etmesine ve kurtarma için hizmet seviyelerini iyileştirmelerine olanak sağladı. Ayrıca kopyalama yoluyla veri kurtarmaya hazır hale getirdi ve veri kurtarma testlerinin yapılmasını mümkün kıldı.
2. Yedekleme işlemlerine veri tekilleştirme teknolojisini eklediler. Bu, şirketlerin veri miktarlarındaki artışı yönetmelerine olanak sağladı ve veri tekilleştirme ile yedeklenen verilerin depolanması için gereken kapasiteyi %86 azalttı. Taşınacak daha az veri olması, ayrıca veri kurtarma için kopyalamayı kısıtlı bant genişliğinde dahi mümkün kıldı.
Son Yorumlar