55 yılı aşkın süredir hizmet veren, dünyanın en köklü teknoloji şirketlerinden ABD merkezli CSC’nin Türkiye ofisi açıldı.
CSC, Türkiye ofisi ile şirketlere yeni nesil bilişim servis ve çözümleri sunarak, teknoloji yatırımlarından en yüksek kazanımı elde etmelerine yardımcı olacak. CSC’nin küresel çaptaki faaliyetleri hakkında bilgi veren Doğu Avrupa ve Avusturya Genel Müdürü Norbert Haslacher, 2013 yılında 13 milyar Dolar gelir elde eden şirketin 76 bin çalışanı bulunduğunu belirterek, uzmanlıklarını Türkiye’ye taşımaktan heyecan duyduklarını söyledi.
CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen ise, Türkiye’deki kurum ve kuruluşların teknoloji altyapılarını yenilemelerinin gerekliliğine dikkat çekti. CSC olarak sundukları çözümlerle şirketleri mali açıdan daha etkin olan bulut altyapısına hazır hale getirebildiklerini belirten Esen, Türkiye’deki şirketlerin BT bütçelerinin yaklaşık yüzde 80’ini mevcut sistemlerini işletmeye, sadece yüzde 20’sini inovasyona ayırdıklarını vurguladı. Esen, CSC’nin küresel deneyimini kullanarak, inovasyonun bütçeden aldığı payı yükseltirken, genel bütçe maliyetlerini düşürmeyi hedeflediklerini söyledi.
1959 yılında kurulan ve dünyanın en köklü teknoloji şirketleri arasında yer alan ABD merkezli CSC’nin Türkiye ofisi hizmete girdi. Yeni nesil BT servis ve çözümlerinde dünya lideri konumunda bulunan CSC, Türkiye ofisi aracılığıyla kurumsal müşterilerinin teknoloji yatırımlarından en yüksek kazanımı elde etmelerine yardımcı olmayı hedefliyor.
CSC’nin küresel çaptaki faaliyetleri hakkında bilgi veren Doğu Avrupa ve Avusturya Genel Müdürü Norbert Haslacher, 76 bin çalışanla sigortacılık, bankacılık, kamu, sağlık ve üretim gibi birçok sektöre çözüm ürettiklerini söyledi. 55’i yılı aşkın bir süredir hizmet veren CSC’nin temel misyonunun, müşterilerinin teknoloji yatırımlarından en iyi geri dönüşü almasını sağlamak olduğunu kaydeden Haslacher, “Tüm dünyada sadece 4 bin bilgisayarın bulunduğu bir dönemde kurulan şirketimizin yarım asrı geçen sürede edindiği deneyim ve uzmanlığı, yeni ofisimizle Türkiye’ye taşımaktan büyük heyecan duyuyoruz” dedi.
“Türkiye’nin potansiyeline inanıyoruz”
Norbert Haslacher sözlerine şöyle devam etti: “Nüfusunun yüzde 65’i 20-60 yaş arasında olan ve nominal GSYİH bakımından dünyada 17’nci sırada bulunan Türkiye’nin sahip olduğu potansiyele inandığımız için, stratejik bir kararla buradaki operasyonlarımızı Avrupa’dan yönetmek yerine, ülke ofisi ile ilerlemeye karar verdik. BT hizmetlerinin dünyadaki önde gelen oyuncularından biri olarak, küresel deneyimimizi Türkiye’deki tüm sektörlere artık çok daha yakından sunabileceğiz. Buradaki öncelikli hedefimiz, şirketlerin süreçlerini daha çevik kılmak ve bilişim yatırımlarından en iyi geri dönüşü almalarını sağlamak.”
“BT’deki dönüşümün öncüleri arasındayız”
Haslacher, hisseleri New York Borsası’nda işlem gören ve 2013 yılında 13 milyar Dolar gelir eden CSC’nin 100’ü aşkın küresel marka ile iş ortaklığı bulunduğunu belirtti. “Bu iş ortaklıklarımızı, bulut, büyük veri ve analitik, mobilite, uygulama modernizasyonu ve siber güvenlik gibi beş ana başlıktan oluşan geniş çözüm yelpazemizle birleştirerek Türkiye’deki müşterilerimize sınıfının en iyisi çözümleri sunacağız” diye konuşan Haslacher, “BT bir dönüşüm yaşıyor. CSC olarak, ‘Daha az donanım, daha çok bulut’ şeklinde özetleyebileceğimiz bu dönüşümün öncüleri arasında yer alıyoruz. Buradaki güçlü konumumuzu kullanarak, Türkiye’deki şirketlerin hem yerel hem de küresel çapta daha rekabetçi bir pozisyona gelmelerini sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
Öncelikli odak finans ve sigortacılık
Norbert Haslacher, CSC’nin ülkemizde ilk olarak hedeflediği sektörler arasında finans ve sigortacılığın öne çıktığını belirtti. Çözümlerinin dünyanın en büyük sigorta şirketleri tarafından yaygın olarak kullanıldığını kaydeden Haslacher şu bilgileri verdi: “Ana sigortacılık ve talep yönetim sistemleri, dolandırıcılık tespit çözümleri, BT ve iş süreçleri dış kaynak kullandırma çözümleri gibi birçok farklı alanda sunduğumuz hizmetleri şimdi Türkiye’ye taşıyoruz. Sigortacılık alanındaki deneyim ve uzmanlığımızı Türkiye’deki şirketlerle de paylaşmak ve bu şirketlerin hem teknik hem de iş süreçleri bakımından çok daha etkin bir altyapıya sahip olmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Operasyonel harcamaların çok yüksek olduğu bu sektörün gelişim potansiyeline inanıyoruz.”
Türkiye buluta taşınmalı
CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen ise, Türkiye’deki kurum ve kuruluşların teknoloji altyapılarını yenilemelerinin gerekliliğine dikkat çekti. CSC olarak sundukları çözümlerle şirketleri mali açıdan daha etkin olan bulut altyapısına hazır hale getirebileceklerini belirten Esen, “Planlama, modernizasyon, buluta taşıma, bulut altyapısı sağlama ve kullandığın kadar öde modeli dahil olmak üzere, bu yolculuğun her aşamasında müşterilerimizin yanında olacağız. Türkiye’deki BT pazarını incelediğimizde hâlâ donanım yatırımlarının ağır bastığını görüyoruz. ABD ve Avrupa Birliği’nde yüzde 30’lar civarında olan donanım yatırımları, ülkemizde yüzde 70’in üzerinde bulunuyor. Gelişmiş ülkelerde donanıma bağlı sabit yatırımdan daha esnek modellere geçiş var. Yapılan araştırmalar, AB’nin bulut bilişiminin önümüzdeki 5 yıl içinde ekonomiye yaklaşık 350 milyar Avroluk bir katkı sağlayacağını öngörüyor. Türkiye’nin de bulut mimarisi ile bu yola girmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Türkiye’nin bu alanda yapacağı yatırımlar, tıpkı AB’de olduğu gibi, ülke ekonomisine katkıda bulunacaktır ve biz CSC olarak küresel deneyimimizi kullanarak şirketlerimize bu yolda destek olmak amacındayız ” dedi.
BT harcamasında gerideyiz
Alev Alp Esen, BT sektörünün GSYİH içindeki payı incelendiğinde, Türkiye’nin geride kaldığını kaydetti. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere oranla daha fazla BT harcaması yaptığını söyleyen Esen, “ABD’de BT harcamaları GSYİH’nin yüzde 4’ünü oluştururken, bu oran Almanya, Fransa ve İrlanda’da yüzde 3 seviyesinde bulunuyor. Türkiye, ne yazık ki yüzde 1’e bile ulaşmayan payı ile Rusya, Brezilya ve Hindistan’ın da gerisinde kalıyor” diye konuştu.
CSC öncü olacak
Şirketlerin bugünkü işletme modellerinde BT bütçelerinin yaklaşık yüzde 80’ini mevcut sistemlerini işletmeye ayırdıklarını vurgulayan Alev Alp Esen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maddi kaynakların ağırlıklı olarak var olan yapıyı sürdürmeye ayrıldığı böyle bir ortamda, bütçenin sadece yüzde 20’sinin yeni projelere ve inovasyona ayrıldığını belirtebiliriz. CSC’nin küresel deneyimini kullanarak, inovasyonun bütçeden aldığı payı yükseltirken, genel bütçe maliyetlerini düşürmeyi hedefliyoruz. Hangi sektörde olursa olsun bunu başaramayan şirketleri gelecekte zor günler bekleyecektir. CSC Türkiye olarak, kurum ve kuruluşlara sunacağımız bulut ve dış kaynak servislerinin yanı sıra kullandığın kadar öde modeli ile dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye’de de öncülük edeceğimize inanıyoruz.”
Son Yorumlar