Kaspersky Lab tarafından BT güvenlik uzmanları arasında global çapta yapılan bir araştırma, çalıntı mobil cihazların oranındaki artışın, BT departmanlarının bu güvenlik tehdidine verdiği yanıt süresini de artırdığını gösterdi. Bu gecikmenin nedeni çalışanların kayıp cihazlarla ilgili işverenlerini bilgilendirmek konusunda yavaş davranması ve çalışanların yalnızca yarısının hırsızlığı rapor etmesi olarak gösterildi…
Mobil cihaz hırsızlığına maruz kalmış işletmelerin, yüzde 19’u bu hırsızlığın kurumsal verilerin kaybı ile sonuçlandığını belirtiyor. Buna göre, kurumsal bir mobil cihazın çalınması durumunda işletmelerin veri kaybı deneyimleme ihtimalinin yaklaşık beşte bir olduğunu söyleyebiliriz. Kaspersky Lab’ın 2014 BT Güvenlik Riskleri araştırmasının bir parçası olarak dünya genelindeki binlerce BT güvenlik yöneticisinden topladığı veriler, çalışanların üçte birinden fazlasının çalıntı cihazla ilgili işverenlerini bilgilendirme sürelerinin iki günü bulabildiğini, yüzde 9’unun ise bilgi vermek için üç ila beş gün arasında beklediğini göstermekte. İşverenlerini olayın yaşandığı gün haberdar eden çalışanların 2013’te yüzde 60 olan oranı, 2014’te yüzde 50’ye düşmüş. Bu gecikme güvenlik açısından önemli bir açık oluştururken hassas kurumsal verilerini kaybetme olasılığı da artıyor. Anket sonuçları ayrıca, mobil cihaz hırsızlığının tırmanmaya devam ederek 2011 yılında yüzde 14 olarak bildirilen mobil cihaz hırsızlığına maruz kalan şirket oranının 2014’te yüzde25’e yükseldiğini de ortaya koydu. Türkiye’de de artış üst boyutta, 2011’de yüzde 6’dan 2014’te yüzde 24’e yükseliş var. Mobil cihaz hırsızlık oranları bölgeler arasında önemli ölçüde değişiklik gösteriyor. Mobil cihaz hırsızlığına maruz kalan işletmelerin yüzde 8 oranda olduğu Orta Doğu açık ara en düşük yüzdeye sahipken bunu yüzde 15 ile Japonya ve Rusya takip etmekte. Mobil aygıtlarla ilişkili cihaz ve veri hırsızlığındaki bu artış göz önüne alındığında, ankete katılanların yüzde 52’sinin (Türkiye’de oran yüzde 42) daha önceki yıllara göre “mobil cihazlarla ilgili daha fazla endişe” duyduklarını belirtmeleri şaşırtıcı değil. Hatta yüzde 43’ü daha ileri giderek, bu cihazların iş yapış şekline katabileceği bariz verimlilik avantajlarına rağmen, “mobil çalışma düzeninin çok fazla risk taşıdığını” söylemiş. (Türkiye’de de bu oran yüzde 42 ile çok yakın)
Mobil cihaz entegrasyonu en önemli konuların başında…
Bu arada mobil cihaz kullanımı artış göstermeye devam ediyor. Ankete katılanların üçte birinden fazlası (yüzde 34) “mobil cihazların entegrasyonu” konusunun geçtiğimiz 12 ay boyunca gündemlerindeki en önemli konulardan biri olduğunu belirtti. Türkiye’de oran yüzde 40 ile daha da üst düzeyde. Bu BT yöneticilerini mobil işgücü ile ilişkili birden fazla güvenlik sorunu ile karşı karşıya bırakıyor. Mobiliteye olan talep arttıkça kullanıcıların mobil platformların güvenliği konusunda daha az yardımcı oldukları görülüyor. Bu durum ancak iyi planlanmış bir güvenlik politikası ve doğru güvenlik teknolojisi gerektiren şartların sağlanmasıyla yönetilebilir. Mevcut uç nokta güvenlik yazılımı ile entegre bir mobil cihaz yönetimi (MDM) politikası; mobil güvenlik sorunlarıyla başa çıkmaya çalışan BT yöneticileri için büyük bir değer yaratacak. Diğer uç nokta güvenlik yazılımı ile aynı konsol üzerinden yönetilen bir MDM politikası, BT yöneticilerinin her çalışana özel politikalar uygulamasına izin veriyor. Tam donanımlı MDM yazılımı, çalınan cihazlarda bulunan kurumsal verileri uzaktan silme teknolojisi dahil olmak üzere hırsızlığa karşı çok sayıda önlem sunuyor. Daha fazla bilgi için Kaspersky Security for Mobile ürün sayfasını, ziyaret ederek şirketin mobil güvenlik ve KCG ile ilgili “Ürün Klavuzu‘nu okuyabilirsiniz.
Son Yorumlar