The Economist Intelligence Unit ve yazılım alanında dünya lideri SAP bağlantı ekonomisinin geleceğini araştıran bir rapor yayınladı. Araştırmaya göre 2020’de 26 milyar adede ulaşacak birbirine bağlı makinenin ve 9 milyara erişecek insan nüfusunun hayat vereceği bağlantı ekonomisi, önümüzdeki 10- 15 yıl içerisinde 90 trilyon dolarlık bir hacim yaratacak. İşletmelerin yüzde 86’sı ise önümüzdeki beş yıl içinde, bağlantı ekonomisine yön veren bulut bilişime yatırım yapacağını söylüyor…
Geleceği bir bulut şirketi olarak karşılayan, kurumsal uygulama ve yazılım alanında dünya lideri SAP, dijital bağlantı ekonomisinin yarınını öngören araştırmasını yayımladı. Bireylerin, cihazların ve kurumların sürekli bağlantılı olarak her an gerçek zamanlı iletişim halinde yaşadığı çağımızda ortaya çıkan ekonomik değeri tarif eden bağlantı ekonomisi, önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın gayrisafi hasılasını en az iki katına çıkaracak potansiyele sahip. Te Economist’in SAP sponsorluğunda hazırladığı rapor, hiperbağlantılı ekonominin (the hyperconnected economy) iş dünyasında yaratacağı dönüşümün ipuçlarını veriyor. Öngörülere göre dijital bağlantılı kurumların ve bireylerin hayat vereceği ekonomi 2020 yılında toplam 90 trilyon dolarlık bir hacme erişecek. Bağlantı ekonomisinde sadece kurumların ve bireylerin değil, cihazların ve makinelerin de gerçek zamanlı ve yoğun bir veri akışıyla sürekli iletişim halinde çalışacağı öngörülüyor. Nesnelerin interneti (internet of things) kavramının temelini oluşturan bağlantılı makinelerin, 10 yıl içinde 30 kat büyüyerek 2009’da 900 milyon adetten 2020’de 26 milyar adede erişeceği tahmin ediliyor. Sadece birbirine bağlı makinelerin 2020’de 1,9 trilyon dolarlık bir global gelir fırsatı yaratması bekleniyor.
Oxford Economics ile SAP’nin anket araştırmasında bulut bilişim, bağlantı ekonomisine ivme katan en önemli aktör olarak belirlendi. Dünya çapında kurumlar, bulut bilişimi ve mobil çözümleri benimseyerek müşterileriyle ve iş ortaklarıyla iletişimlerini güçlendirebiliyor. Ankete göre şirketlerin mobil bulut stratejisini benimsemelerinin temel sebepleri yüzde 31 ile müşterilerle etkileşim fırsatı, yüzde 23 ile verimliliği artırmak ve yüzde 14 ile elektronik ortamda etkileşim ve iş yapma imkanı olarak sıralanıyor. İşletmelerin yüzde 46’sı yeni yatırım ve donanım satın alırken bulutu öncelikli görüyor. Bulut yatırımlarında söz sahibi olan şirket yöneticilerinin tamamı gelecek iki yıl içinde bulut yatırımlarını artıracağını söylüyor. Şirketlerin yüzde 86’sı ise bulut yatırımı için gelecek iki yıllık süreçte harekete geçeceğini açıklıyor. Teknoloji liderlerinin yüzde 44’ü bulut tabanlı iş ağlarında (business network) yeni iş fırsatlarına erişimin karar aşamasında önem taşıdığını dile getiriyor. SAP Türkiye, Teknoloji ve Inovasyon’dan sorumlu Satış Destek Direktörü Ahmet Engin Tekin;
“Bağlantı ekonomisi, en basit haliyle birbirine bağlı makinelerle çalışan, örneğin buzdolabında süt bittiğinde otomatik olarak sipariş veren ya da kullanım alışkanlıklarınıza göre kalorifer sıcaklıklarını otomatik ayarlayan bir sistem gibi algılansa da iş dünyasında tedarik zincirindeki farklı noktaların birleştirilmesi felsefesi üzerine inşa ediliyor ve kurumların ortak bir iş ağı üzerinde sürekli iletişim halinde çalışabilmesini sağlıyor. Burada iş ağından kastedilen, belirli bir iş koluna ait dünyanın farklı noktalarındaki alıcı ve satıcı kurumların dijital ortamda bir araya gelmesi. Bunun güzel bir örneği, bir SAP şirketi olan Ariba satınalma iş ağı. Dünya genelinde 1.6 milyon kurumun dahil olduğu ve yıllık 500 milyar dolardan fazla bir ticaret hacmine sahip Ariba ağı üzerinde kurumlar dünyanın herhangi bir noktasında ihtiyaç duydukları bir malzemenin satın almasını en uygun fiyat ile gerçekleştirebiliyorlar. Dünyanın endüstriyel makine alanında önde gelen şirketlerinden Caterpillar Ariba iş ağını kullanarak satın alma maliyetlerini 7 yıllık içerisinde yüzde 70 azaltmayı başardı. Şu anda Türkiye’den yaklaşık 6000 firma bu ağa dahil ve bu rakamın önümüzdeki dönemde hızla artacağını öngörüyoruz.’’ SAP Teknolojiden Sorumlu Global Başkanı Irfan Khan, şu değerlendirmede bulundu: “İnsanların, cihazların ve kurumların birbiriyle sürekli bağlantılı olduğu bir çağda yaşıyoruz. Dünyada 15 milyar mobil cihaz bireyleri her an birbirine bağlayarak bilgiye erişim, paylaşım ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştiriyor. İnsanlarla birlikte makineleri de iletişime geçiren, buzdolaplarından otomobillere tüm nesneleri internet ağının parçası kılan bir altyapı ile hem iş hem de evde dijital bağlantılı bir ekonomiye hayat veriyoruz. Bu iletişim ağı sayesinde her 18 ayda bir dünya üzerinde üretilen veri ikiye katlanıyor. Her gün üretilen bu astronomik veri, analiz edilip anlamlandırıldığında kurumlar için 360 derecelik bir bakış açısına erişim sunuyor. Bağlantı ekonomisinde kurumlar, bilgiyi biriktirmek değil, akıllı şekilde işlemek zorunda. Gartner’ın araştırmalarına göre günümüzde kurumların topladığı bilginin yüzde 80’i atıl şekilde saklanıyor. Bu atıl veriyi bağlantı ekonomisine ivme katacak bir güce dönüştürmek mümkün. SAP araştırmalarına göre öngörüye dayalı (predictive) iş analitiğine yatırım, kurumların yüzde 60’ı için öncelik taşıyor. Ayrıca şirketlerin üçte ikisi önümüzdeki beş yıl içinde iş analitiğine yatırım kararı aldığını bildiriyor. Biz, gerçek zamanlı bellek içi platformu SAP HANA ile sabit disk bazlı sistemlere kıyasla 10 bin kat hızlı veri analizi sağlıyoruz. Bu hız sayesinde bağlantı ekonomisinde biriken büyük veriyi anlamlandırarak analiz etmek saniyeler içinde gerçekleşiyor. Müşteri odaklı iş modellerinin yükselişe geçtiği günümüzün bağlantı ekonomisinde bu zengin bilgiyi kullanmanın, tüm işletmelere önemli bir rekabet avantajı ve güç kazandıracağına sağlayacağına inanıyoruz.”
Son Yorumlar