Türkiye’nin blok zincirine adaptasyonu için rehber işlevi görecek, “KPMG Perspektifinden Web3” raporunda blok zincirinin en trend başlıklarından olan DAO’ların faydaları, kullanım alanları, avantajları ve dezavantajlarına da yer veriliyor…
Blok zinciri teknolojisiyle birlikte son yıllarda merkezi olmayan otonom organizasyonlar (DAO) da daha fazla ortaya çıkmaya başladı. Blok zincir teknolojisi kullanarak merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan, kararların alınması ve uygulanmasını sağlayan DAO’lar organizasyonun üyeleri arasında anlaşmaları ve kararları otomatik olarak yürüten akıllı sözleşmeleri kullanıyor ve önceden belirlenmiş kurallara göre üyelerin oy kullanarak karar almalarına olanak tanıyor.
KPMG Türkiye’nin blok zinciri teknolojisinin faydalarının, kullanım alanlarının, avantajlarının, dezavantajlarının anlaşılması ve sektörlere olan katkısının gelişmesi amacıyla hazırladığı “KPMG Perspektifinden Web3” başlıklı araştırma raporunda, akıllı sözleşmelerin yeni ve çok önemli bir uygulaması olarak öne çıkan DAO hakkında da önemli bilgilere yer veriliyor.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Finansal Durum Tespit Danışmanı ve Şirket Ortağı Hakan Demirelli, “Geleneksel kurumsal yapıların operasyonel faaliyetlerinde karşı karşıya kaldığı yetersizliklerin ortadan kaldırılması, DAO’ların birincil önceliğidir. Bu bağlamda, DAO’ların kurumsal yapıların yetersizliklerini ortadan kaldırmak ve belirli sorunları çözmek için operasyonel bir araç olarak kullanılması, dünya genelinde ve ülkemizde yaygınlaşan bir trend hâline geliyor. Ancak bir sürecin yönetimi ve kararların en doğru şekilde verilmesi hususunda DAO’lar günümüzde dahi çok erken aşamalardadır. Bununla birlikte DAO’ların yaygınlaşması ile kripto piyasaları arasında pozitif bir korelasyon da gözlemlenmektedir. Kripto piyasalarının hukuksal açıklığa kavuşması, vergi yükümlülüklerinin netleşmesi ve denetimlerin artması ile kripto piyasalarına olan güvenin artması beklenmektedir. Güven artışı ile DAO’ların yaygınlaşması ve şirketlerin ve sosyal yardım kurumlarının DAO’ları benimsemesinde artış olması öngörülmektedir. Biz de bu raporumuz ile bu fırsattan faydalanmak isteyenlere oldukça kapsamlı bilgileri sunarak yardımcı olmayı amaçladık.” dedi.
DAO’nun avantaj ve dezavantajları
KPMG’nin raporunda DAO’nun sunduğu fırsatlar ve barındırdığı riskler şu şekilde özetleniyor:
-
Faydalar ve fırsatlar
* Yeni finansman kaynaklarına erişim: DAO’lar şirketlerin yeni bir yatırım sermayesi havuzundan yararlanmalarına izin vererek merkezî olmayan ve küresel bir yatırımcı topluluğundan finansmana erişmelerini sağlayabilme potansiyeli açısından değerlendirildiğinde kurumsal firmalar açısından önemli bir fırsat alanı avantajı sunuyor.
* Maliyet avantajı: DAO’lar sayesinde blok zinciri teknolojisi kullanılarak belirli operasyonel işlemler otomatize edilebiliyor ve finansal aracı kuruşlara olan ihtiyacın azalabileceği düşünülüyor.
* Şeffaflık: DAO’lar, şeffaf ve güvenli bir şekilde işlem yaparak paydaşlar arasında daha fazla hesap verebilirlik ve güven oluşturmayı amaçlıyor.
* Küresel iş birliği: DAO’lar, coğrafi sınırların ötesindeki üyeleri bir araya getirme yeteneği sayesinde farklı ülkelerden ve kültürlerden insanların ortak amaçlar doğrultusunda bir araya gelerek küresel iş birliği yapmalarına imkân tanıyor.
* Tedarik zinciri yönetiminin kolaylaşması: DAO’lar, merkeziyetsiz tedarik zincirleri ile ürün takip ve izlenebilirliğini artırarak tedarik zincirini güçlendiriyor.
* E-ticaret: DAO’lar, merkeziyetsiz pazarlar oluşturarak alıcı ve satıcıların doğrudan bağlantı kurmasını sağlıyor.
-
Riskler ve zorluklar
* Adil dağılım riski: Karar mekanizmasının token sahipliğinden beslendiği DAO sistemlerinde token dağılımı büyük bir önem arz ediyor. DAO’lar merkeziyetsiz ve otonom olarak tasarlanmış olsa da bu aynı zamanda örgüt içinde güç ve kaynak dengesizliklerine yol açabilir.
* Topluluğun manipüle edilebilmesi: Sermaye piyasalarında benzer şekilde kararlar alınırken medya veya teşvik yoluyla topluluğun kararları manipüle edilebilir. DAO sistemlerinde ise kararın özü topluluktan çıktığı ve ikinci veya bir üst merci tarafından gözden geçirilmediği için bu durum bir risk durumu teşkil ediyor.
* Katılım oranı: Birçok DAO’da görüldüğü üzere öneri veya oylamalara katılım oranı oldukça düşük. Kullanıcıların çoğunlukla finansal getiri amacıyla token alıp satması nedeniyle DAO’ların karar alma mekanizmasının sağlıklı karar alabilme kapasitesi üzerinde düşünülmesi gereken bir husus.
* Bilgi birikimi: Katılım kadar katılım sağlayan kullanıcıların ilgili öneri konusundaki bilgi seviyesi de önem arz ediyor. Ne yazık ki sistemin yeni olmasından kaynaklı olarak toplulukların büyük bir çoğunluğunun henüz blok zinciri sistemleri hakkında yeterli bilgi birikimi bulunmuyor.
* Zaman riski: Süreçte sistemin içerisinde bir oylama açılması ve kullanıcıların ilgili kararı onaylaması veya reddetmesi için belirli bir zaman gerektiğinden bu durum fırsatların değerlendirilmesi veya sorunların çözülmesi için ani karar almak gerektiğinde problem yaratabilir.
* Kod güvenliği riski: DAO’ların akıllı kontratlar üzerine yazılan kodlar olması ve tüm DAO sisteminin omurgasını oluşturması sebebiyle kaynak kod güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilir bir şekilde denetlenerek bu güvenliğin devam ettirilmesi de önemli bir diğer risk olarak öne çıkıyor.
* İtibar riski: Mevcut veya potansiyel müşteriler, ortaklar, rakipler ve denetim otoriteleri gibi tarafların firma hakkındaki olumsuz düşünceleri ya da mevcut yasal düzenlemelere uygun davranılmaması neticesinde firmaya duyulan güvenin azalması veya şirket itibarının zedelenmesi nedeniyle firmanın zarar etme olasılığı vardır.
* İş riski: Beklenmeyen değişiklikler nedeniyle, yasal düzenlemeler, teknolojik gelişmeler, müşteri davranışları ve rekabet ortamı gibi ekonomik ve iş koşullarındaki değişiklikler, şirketin gelirlerinin beklenenden daha düşük olmasına veya daha yüksek maliyetlere katlanmasına neden olabilecek maliyet yapısı, ürün konumlandırması, fiyatlandırma veya adaptasyon sorunlarından kaynaklanan riskler oluşabilir.
* Stratejik risk: Şirketin yanlış iş seçimleri veya doğru şekilde uygulanmayan iş seçimleri, sektörel değişikliklerin yeterince analiz edilmemesi veya yorumlanmaması nedeniyle ileride ortaya çıkabilecek fırsat ve tehditlere uyumlu kararlar alınamaması ve uygun şekilde hareket edilememesi sonucunda şirketin zarar etme olasılığı bulunuyor.
* Uyum riski: Şirketin faaliyetlerinin veya personelin tutum ve davranışlarının mevzuat, düzenleme ve standartlara uygun ve uyumlu olmaması sonucunda maruz kalınabilecek yaptırımlar, finansal kayıplar ve/veya itibar kaybı ile ilgili riskler de söz konusudur.
* Ülke riski: Ekonomik, sosyal ve siyasi koşullarda meydana gelen belirsizlikler nedeniyle bir ülkedeki borçluların dış yükümlülüklerini yerine getirememeleri veya yerine getirmekten kaçınmaları sonucunda şirketin maruz kalabileceği zarar ihtimal dahilindedir.
* Bilgi sistemleri riski: Hatalı tasarlanmış sistem mimarileri, hatalı modellemeler, güvenlik zafiyetleri, iletişim problemi, yazılım ve/veya donanım hataları, veri ve sistem kayıpları ile elverişsiz bir bilgi teknoloji stratejisi ve politikasından veya şirketin bilişim teknolojisini yetersiz kullanımından kaynaklanan riskler de mevcuttur.
Son Yorumlar