E-ticaret, hem dünyada hem de ülkemizde giderek büyüyor, yaygınlaşıyor; bu hemen herkesin farkında olduğu bir gerçek. Ama bu büyüme nasıl ölçülmeli, neyle karşılaştırılarak büyüdüğüne karar verilmeli, özellikle ülkemizdeki büyüme dünya ölçeğinde yeterince hızlı mı?
E-Ticaret’in günümüzde tahmin edildiği gibi giderek büyüme gerçekleştirdiği konusunda Sanalpazar.com Genel Müdürü Cem Kesici bu konuda bir yanılgı olduğunu ve e-ticarette yer alan firmaların Türkiye perakende iş hacmindeki oranının ise sadece yüzde 1,5 civarında olduğuna dikkat çekti. Kesici konu hakkında şu açıklamaları yaptı: “Bu ölçümlemelerde genel kabul gören yerinde bir yaklaşım, e-ticaretin perakendenin bir çeşidi olduğu varsayımına dayanıyor. Buradan yola çıkılarak, toplam perakende iş hacmi içindeki e-ticaretin oranı temel ölçüt kabul ediliyor. G7 ülkelerinde e-ticaretin toplam perakende ticaretten aldığı pay yüzde 10’u geçmiş durumda. Ülkemizde en yaygın kullanımda olan bir kredi kartı şirketinin verilerine göre, Türkiye’de e-ticaretin toplam perakende ticaretten aldığı pay yüzde 1-1,5 seviyelerinde. Hem perakende alışverişte hem de e-ticarette kredi kartı kullanımının yaygınlığını göz önüne alırsak, kredi kartı kullanımı üzerinden yapılan analizlerin en doğru verileri sağlıyor olduğunu kabul edebiliriz. Yani nedeyse 10 kat gerideyiz.” Arada oluşan bu farkın gelişmişlik düzeyi ile ilgili olduğunun düşünülebileceğine değinen Kesici, ayrıntılar göz önüne alındığında durumun pekte öyle sanıldığı gibi olmadığını söyledi. Kesici, cep telefonu ve kredi kartı kullanım yaygınlığı, kargo altyapısı, nüfusun yaş ortalaması, internet erişimi gibi e-ticaret ile ilgili tüm diğer bileşenlerin hiçbirisinin 10 kat geride olmadığını belirtti. Sanalpazar.com Genel Müdürü Cem Kesici e-ticaretin düşük olmasının neden ve nedenlerinin ancak kapsamlı araştırmalarla net olarak ortaya çıkarılabileceğini, öte yandan da e-ticaretin içinde olanların bunun nedenlerini yaşayarak tecrübe ettiklerini ve saptamalarına katılım göstereceklerini belirtiyor… * Üniversitelerimizin yaptığı araştırmalara göre, Avrupa’da insanların birbirine en az güvendiği ülke Türkiye. Kişilerin birbirini ve alıp sattıkları ürünü hiç görmeden ticaret yapması demek olan e-ticaret, elbette bu güvensizlikten payına düşeni alıyor. * Ülkemizde geleneksel perakende sektörü çok güçlü ve dinamik. Gelir düzeyi yeni yeni yükselişte olan halkımız için ise alışveriş yapmak henüz bir keyif. Dolayısı ile hemen her yerde sayısız imkanlar sunan geleneksel perakendeciler, AVM’ler, oralarda vakit geçirmekten, alışveriş yapmaktan keyif alan tüketiciler için, ‘internetten sipariş edilip kapıya gelen’ ürünler sanıldığı kadar cazip değil. * Her türlü internet yatırımı gibi, e-ticaret yatırımları da aslında genelde teknoloji, özelde ise yazılım yatırımları. E-ticarete giren geleneksel iş dünyası, işin bu tarafını göz ardı ediyor, bir ileri teknoloji yatırımı yapmakta olduklarının farkında olmuyor. Teknoloji tarafından gelerek yatırım yapanlar ise e-ticaretin yalnızca teknoloji değil, bir yandan da ticaret olduğunun ayırdında değil. Sonuç olarak birçok girişim başarısızlıkla sonuçlanıyor. * Bir diğer neden de bu konuda bir devlet politikası eksikliği. E-ticarete ilişkin, doğrudan e-ticaret için oluşturulmuş hiçbir yasal düzenleme yok diyebiliriz. Şimdilik e-ticaret mevcut düzenlemelerin içine serpiştirilen maddelerle düzenlenmiş bir şekilde devam ediyor. Bu maddeler de destekleyici olmaktan çok uzak. E-ticaretin gelir dağılımına, fırsat eşitliğine, mal ve hizmetlerin ülke içinde erişilebilirliğine ve hatta ihracata yapabileceği olumlu katkıları düşündüğümüzde, destekleyici yasal düzenlemeler beklentisi içinde olmak hiç de yersiz değil.
Son Yorumlar