G+D, IoT’deki Temel Eğilimleri Belirledi

IoT cihazlarının sayısı hızla artıyor ve bu teknoloji, ulaşım, lojistik, tarım, enerji yönetimi, üretim ve akıllı şehirler gibi birçok alanda kullanılmaya devam ediyor. Ancak IoT’nin geniş çaplı uygulanmasında hâlâ bazı zorluklar var. G+D, bu zorlukların aşılmasına ve IoT’nin daha fazla benimsenmesine katkıda bulunacak beş önemli trendi açıkladı…

1. Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi ile Akıllı IoT Sistemleri Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML), IoT’yi modernleştiren temel teknolojiler arasında yer alıyor. AI, büyük veri setlerini analiz ederek IoT uygulamalarını daha akıllı hale getiriyor ve tahmine dayalı bakım, enerji yönetimi gibi alanlarda operasyonel verimliliği artırıyor. Yapay zekanın IoT’ye entegre edilmesiyle elde edilen akıllı sistemler, operasyonel içgörülerin daha hızlı toplanmasına olanak tanıyor. Ancak, AI’nin etkin çalışabilmesi için güvenilir ve doğrulanmış verilere ihtiyaç duyuluyor.
2. Edge Bilişim ile Artan Performans Edge bilişim, verilerin kaynağa daha yakın bir noktada işlenmesini sağlayarak IoT performansını artırıyor. Bu teknoloji, özellikle otomotiv gibi sektörlerde merkezi veri merkezlerine olan bağımlılığı azaltarak veri işleme sürelerini kısaltıyor. 5G ağlarının yaygınlaşmasıyla birlikte edge bilişim, IoT cihazlarının daha hızlı ve verimli çalışmasına olanak tanıyacak. Ayrıca AI ve ML’nin edge bilişim ile entegrasyonu, cihazların bağımsız karar alma yeteneğini güçlendirecek.
3. Blockchain ile Güvenlik Artışı Blockchain teknolojisi, IoT cihazlarının güvenliğini artırma konusunda önemli bir rol oynuyor. Blockchain’in merkezi olmayan yapısı ve veri işlemlerini güvence altına alması, IoT ortamında artan siber güvenlik tehditlerine karşı güçlü bir savunma sağlıyor. G+D, blockchain’in IoT sistemlerine entegrasyonu sayesinde veri güvenliğinin sağlanacağını ve siber saldırılara karşı daha dirençli bir ekosistem oluşturulacağını belirtiyor.
4. SGP.32 ile IoT Cihaz Yönetimi Kolaylaşıyor GSMA tarafından yayınlanan yeni SGP.32 spesifikasyonu, IoT cihazlarının yönetimini basitleştiriyor. Bu standart, Wi-Fi veya Bluetooth gibi ek bağlantılara ihtiyaç duymadan IoT cihazlarının uzaktan SIM yönetimini mümkün kılıyor. G+D’nin AirOn360® IoT Suite çözümü, SGP.32 sayesinde cihazların merkezi olarak yönetilmesine olanak tanıyor ve böylece IoT cihazlarının yaşam döngüsü boyunca daha verimli yönetilmesi sağlanıyor. Yeni spesifikasyon, işletme maliyetlerini azaltırken hızlı ölçeklenebilirliği de mümkün kılıyor.
5. IoT, Sürdürülebilirliği Destekliyor IoT, enerji yönetimi ve atık azaltma gibi alanlarda sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor. Yapay zeka ile entegre edilen enerji tasarruflu sensörler, kaynak yönetimini optimize ederek çevresel etkilerin azaltılmasını sağlıyor. IoT’nin bu alandaki etkisi, daha sürdürülebilir bir gelecek için teknoloji ile ekolojinin uyum içinde çalıştığı yeni bir dönemin işaretçisi olarak görülüyor.

G+D Mobile Security CEO’su Dr. Philipp Schulte, “IoT’nin geleceği, yapay zeka, uç bilişim ve 5G’nin entegrasyonu gibi teknolojilerle şekillenecek. Bu gelişmeler, IoT sistemlerinin daha güvenilir, verimli ve çok yönlü olmasını sağlayacak,” diye belirtti. G+D’nin lider bir IoT çözüm sağlayıcısı olarak teknoloji sağlayıcıları ve mobil ağ operatörleri ile işbirliğine devam edeceğini de vurguladı.