Hiç konuştuğunuz ikinci dildeki bir kelimeyi kullanmak isteyip de bir türlü hatırlayamadığınız oldu mu? İkinci dili bir süre konuşmadığınızda ya da kullanmadığınızda bunu gitgide daha sık yaşadığınızı fark edebilirsiniz. Özellikle de konuştuğunuz ikinci dildeki kelimelerin unutulması ve dil becerilerinin yitirilmesi, dilin yıpranması olarak bilinir.
İkinci dilin yıpranması, ikinci dil ediniminin (yani ikinci dil öğreniminin) tam tersidir. Dilin yıpranması biyolojik etkiler, dilin kullanımı, ortam ve ana dil kullanımı gibi birçok faktörden etkilenir. Ayrıca tam tersi de mümkün; sadece ikinci dili kullanmaya başlayan bir öğrencinin ana dil becerileri kademeli olarak körelebilir. Bir ya da diğer dilin bir kişinin hayatında, günlük rutininde ve bulunduğu ortamda baskın olma derecesi dilin yıpranmasına etki eder.
İkinci dilin yıpranmasındaki en önemli faktörlerden biri de öğrencinin dili öğrenmeye başladığı ve öğrenmeyi bıraktığı yaşıdır. Neredeyse tüm araştırmalar çocuklar ikinci dil öğrenmeye ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olacağını gösteriyor. Bunun nedeni, küçük çocukların beyinlerinin dili kullanan ve hafızada tutan yeni sinir yollarının daha büyük yaştaki çocuklara göre çok daha iyi şekilde oluşabilmesidir. Maalesef bu, yaş ilerledikçe azalan bir beceridir, çünkü biz yaşlandıkça beynimiz şekil alabilme kabiliyetini yitirir. Dolayısıyla çocuklar büyüdükçe ikinci dil konseptlerini öğrenmeleri ve hatırlamaları zorlaşır.
Çocukların ne kadar şeyi hatırlayacağını belirleyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları dilin ne kadar yoğun şekilde öğrenildiği, motivasyon ve öğrenirken konuya ne kadar yoğunlaşıldığıdır. Örneğin araştırmacılar dil öğrenim becerilerinin yaklaşık altı ila yedi yaşında zirveye ulaştığını ve ergenlik döneminden sonra yeni dil öğreniminin çok daha zor olduğunu ileri sürerler. Bir çocuğun altı yaşından önce ikinci dil öğrenimine sınırlı erişiminin olduğunu, bir noktada öğrenimi bıraktığını ve sonrasında dile hiçbir şekilde maruz kalmadığını düşünelim. Bu durumda, ileriki bir yaşta ikinci dili tekrar kolayca öğrenmeye başlamak için beyninde yeterince dil konsepti saklamamış olabilir.
Araştırmalar aynı zamanda ikinci dil üretken becerilerinin (konuşma ve yazma) algılayıcı becerilerden (anlama, dinleme ve okuma) daha çok etkilendiğini gösteriyor. Bunun nedeni, algılama becerilerinin daha önce gelişmesi ve üretken becerilerin çok daha karmaşık olması ve daha yavaş gelişmesidir. Bunun sonucu olarak, daha büyük yaştaki öğrenciler ikinci dil öğrenimini bıraktığında bu dili unutmaya başlarlar. Dil öğrenme kabiliyeti de dilin yıpranmasına etki eden diğer bir faktördür ancak bazı araştırmacılar yaz tatili gibi kısa bir aranın bile bir öğrencinin ikinci dili anlama ve üretme becerisini etkilediğini göstermiştir. İyi haber şu ki öğrenciler tekrar öğrenmeye başlayıp devam etmek için yeterli motivasyona sahip olduğunda arayı çabucak kapatabilir.
Motivasyon, kullanım ve erişim bazen karmaşık hususlar olabilir ve her öğrencinin kullandığı kaynak farklıdır ancak yapılan araştırma motivasyonun çoğu öğrenim engelinin üstesinden gelebileceğini, dilin yıpranmasını yavaşlatabileceğini ve hatta tamamen durdurabileceğini doğrulamıştır. Çünkü motivasyonun kaynak noktaları farklıdır ve çeşitli faktörler tarafından belirlenebilir. İkinci dil öğrenim deneyimi ve bir öğrencinin devamlı öğrenim için ne kadar motive olduğu bu faktörler arasındadır. Örneğin, bir öğrencinin tek motivasyonunun iyi not almak ya da bir İngilizce sınavını geçmek olduğunu ve dili günlük hayatında kullanmak gibi bir amacının olmadığını düşünelim. Bu durumda bu öğrenci, İngilizceyi günlük yaşantısında etkin bir iletişim kurmak amacıyla anlayıp kullanmak isteyen bir öğrenci kadar iyi şekilde öğrenemez ve hatırlayamaz.
Online dersleri ve diğer online öğrenim kaynaklarını kullanmak, öğrencilerin her gün ikinci dil pratiği yapma rutinini korumasına yardımcı olan en pratik yollardan birisidir.
Novakid olarak iletişimsel yaklaşım, ilgi çekici dersler, hikayeler, oyunlar ve videolar üzerinden öğrencilerin İngilizceye azami derecede maruz kalmasını sağlayan, kapsayıcı bir online öğrenim ortamı sağlıyoruz. Ayrıca öğretmenlerimiz öğrencilerle etkileşime girerek, Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yöntemini kullanarak, dili modelleyerek ve etkili, eğlenceli ve gerçek nesneler kullanarak yoğunlaşma yoluyla İngilizce öğretme ve güven sağlama konusunda eğitim almışlardır. Bu kapsayıcı ve destekleyici sınıf ortamı, her gün İngilizce kullanması ve pratik yapması için öğrencileri motive eder ve dolayısıyla dilin yıpranmasını engeller.
Öğrencilerin bazen okula ara vermesi ve ders çalışma sıklığını azaltması önemlidir ancak ikinci dil öğreniminde bu araları mümkün olduğunca kısa tutmak önemli bir husustur. Bu, sıkı çalışarak geliştirdikleri dil becerilerinin yüksek derecede yıpranmasını önlemeye yardımcı olur. Konuşma pratiğinin günlük rutinin bir parçası hâline getirilmesi, her gün konuşma pratiği fırsatlarının sunulması ve Novakid’in sağladığı gibi online konuşma pratiği derslerinin kullanılması öğrencilerin motivasyonunu yitirmemesine yardımcı olabilir.
Son Yorumlar