2008’den bu yana Türkiye’nin önde gelen birçok internet girişimine destek olarak hayata geçmesine katkıda bulunan Etohum, TEB Özel Melek Yatırım Platformu sponsorluğunda düzenlediği Etohum Ankara toplantısını Ankara Sheraton’da gerçekleştirdi.
Etohum kurucusu Burak Büyükdemir’in açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, melek yatırımcılık ve girişimciliğin devlet desteği ile nasıl geliştirilebileceği tartışılırken, aynı zamanda yatırımcılar ve girişimciler tarafından ekosistemin eksiklikleri ortaya kondu.
“Ekosistemde gözardı edilen eksiklikler var”
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’ndan (TEPAV) Güven Sak, kurum bazında girişimciliğe verdikleri önemden bahsederken, kamu kuruluşlarının da girişimciliği destekleyen programlar hazırladığını, fakat bu programlar dahilinde çoğu zaman girişimcilerin devlet gözünde “bir kelebek kadar narin” göründüğünü vurguladı. Girişimcilerin başarılı olma sürecinde hatalar yapabileceğini ve ancak bu hatalar sayesinde büyüyebileceklerini belirten Sak, ekosistemin eksikliklerine kimsenin odaklanmadığını kaydetti.
“Mevzuata değil, projeye odaklanmalı”
“Devlet desteklerinin girişimcilere etkisi” konulu panelde konuşan dijital oyun sektörünün Türkiye’deki öncüsü PeakGames’ten Rina Onur, “Biz devlet desteğinin uzun bir sürece yayılacağını düşündüğümüz için maddi destekten çok yatırımcıların sektörde edindikleri teknik bilgi ve pratiklere ulaşmak istedik. Bu nedenle daha önce yatırım yapmış kişilerle irtibata geçmeyi tercih ettik ve sonunda onlardan da destek bulduğumuz için ek bir kamu desteği talep etmedik” dedi. Yurtdışı bağlantılı girişimlerde devlet desteğine ve danışmanlara ihtiyaç duyulabileceğini belirten Onur, çoğu zaman varolan mevzuata ve maddi beklentilere takılmak yerine, her şeyden önce projeye odaklanmak gerektiğini vurguladı.
“Denetimler ekosisteme düzen getirecek”
İnternet teknoloji şirketi Beriltech’ten Devrim Demirel ise, çok ufak bir sermaye ile başlayan bir girişimcinin kamudan 300-400 bin TL’lik bir destek almasının oldukça zor olduğunu çünkü devlet desteğinde, önce harcamaların girişimci tarafından yapıldığını, bu harcamalardan sonra da devletin ödemeleri girişimciye yaptığını ifade etti. Bu nedenle firmaların pozitif finansal akışının olup olmamasının kullanılan destek açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Demirel, yeni melek yatırımcılık düzenlemelerinde yer alan ve üç ayda bir yapılması gereken denetimlerin ise, şirket kültürüne olumlu etki yapabileceğini ve işlerin daha düzenli takip edilebileceğini söyledi.
TÜBİTAK: “Şirketleşmeye yardımcı olacağız”
Melek yatırımcılıkla ilgili düzenlemelerin girişimcileri disipline sokacağını ve belirli aralıklarla yapılan eğitimlerin ekosistemi olumlu yönde etkileyeceğini savunan TÜBİTAK’tan Sinan Tandoğan, bundan sonraki süreçte desteklenen projelerin mutlaka takip edileceğini ve 12 aylık sürenin sonunda dahi girişimciler ile iletişim halinde kalacaklarını belirtti. Devamlı olarak girişimcilere AR-GE desteği verebileceklerini belirten Tandoğan, aynı zamanda girişimcilerin şirketleşmelerine de yardımcı olacaklarının altını çizdi.
“Roller iyi belirlenmeli, devlet aracılar ile çalışmalı”
Girişim Fabrikası’ndan İhsan Elgin ise, KOSGEB başta olmak üzere kamu kurumlarının desteğini alırken her şeyden önce rollerin iyi belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Fikir aşamasında kamu desteğine pek ihtiyaç olmadığını, daha çok bu fikrin ticari bir kurguya dönüşmesinde maddi desteğe ihtiyaç duyulduğunu belirten Elgin, bu aşamada devlet desteğinin son derece kritik olduğu üzerinde durdu. Son zamanlarda devlet desteği alacak girişimcilerin seçim aşamasında devletin yatırımcı gibi davrandığını belirten Elgin, kamu kurumlarının seçim aşamasında işin teknolojisini ve yasal zeminini çok iyi kontrol edebileceğini, fakat işin ticari tarafını aracılar ile yürütmesi gerektiğini ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Girişimciler, böyle bir belirsizlik ortamında ürünlerine ve tüm sürece odaklanmak durumunda kaldığı için kamu kurumlarının talep ettiği detaylara takılıyorlar ve ilerleyemiyorlar. Bu da hem sektörde hem de girişimler bazında büyük bir sıkıntıya neden oluyor.”
Hazine Müsteşarlığı: “Başarılı girişimci sayısı az”
Bu yıl başında “Bireysel Katılım Sermayesi Yönetmeliği”ni hayata geçiren Hazine Müşteşarlığı’nı temsilen “Melek yatırımcılık ve girişim sermayesinde son gelişmeler” konulu ikinci panele katılan Hazine Müsteşarlığı Daire Başkanı Hakan Ertürk, Eylül ayı itibarıyla 134 kişinin Lisanslı Melek Yatırımcı olmak için kendilerine başvuru yaptığını, şimdilik verilen lisans sayısının 91 olduğunu belirtti. Lisanslı Melek Yatırımcılar’ın yüzde 76 oranı ile daha çok İstanbul’da toplandığını söyleyen Ertürk, ekosistemde başarılı girişimci bulmanın ise bir o kadar zor olduğunu ifade etti. “Devlet düzenlemelerinde dünyanın hızına yetişebiliyor muyuz” sorusuna yanıt vermeye çalışan Ertürk, yeni yasal düzenlemelerin hazırlanması ve uygulamaya konmasının nispeten uzun sürdüğünü, fakat bu süreçleri kısaltma yolunda olumlu adımlar attıklarını vurguladı.
Son Yorumlar