Radore Genel Müdürü Zeki Kubilay Akyol dergimize, Radore’nin yeni yatırımlarını, yatırım sonrası sektördeki konumunu ve genel olarak Datacenter sektörünü değerlendirdi. Akyol, son yaptıkları yatırım ile 2.500 m² kapalı alana sahip olduklarını ve 10.000 sunucu kapasitesine ulaştıklarını belirtti…
Radore’nin kuruluşundan bu yana hayat serüvenini anlatır mısınız?
Radore, 2004 yılında üç sunucu ile başlayan veri merkezi serüvenini, bugün 1.000 m2 veri merkezi alanı (white space) ve yaklaşık 10.000 sunucu kapasitesine ulaştırarak sektörün hem deneyimli, hem de önemli oyuncularından birisi haline geldi. Faaliyetlerimize önce küçük web sitelerini bünyemizde barındırdığımız paylaşımlı web hosting hizmeti ile başladık. İlk yıl başka veri merkezlerinin sistem odalarından bu hizmeti sağladık. 2005 yılında ise kendi adımıza ilk yatırımımızı yaparak 5-6 metrekarelik bir odaya sistem kurduk. İlk yerimizde 2009 yılına kadar toplamda 200 sunucuya kadar ulaştık. 2009 yılında da yeni bir yatırım ile MetroCity’ye taşındık. Şu anda 3.000’e yakın aktif sunucu ile hizmet veriyoruz. Son yatırımlarımızla sunucu barındırma ve kiralama hizmetinin yanında kafes kiralama hizmeti de sunmaya başlıyoruz. Dolayısıyla daha büyük ve daha güvenli bir altyapı isteyen müşterilerimiz kendilerine ait özel ve ayrılmış kafeslerde hizmet alabilecekler.
Datacenter’ınızın fziksel yapısından ve sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?
Radore olarak veri merkezi hizmetleri dâhilinde sunucu barındırma (kafes ve kabin kiralama) başta olmak üzere, sunucu kiralama, Cloud IaaS (bulut bilişim altyapı hizmetleri), CDN (lokasyon bazlı içerik dağıtım ağı), paylaşımlı web hosting servisleri, internet erişim hizmetleri ve lisans kiralama hizmetleri sunuyoruz. Veri merkezimizin fiziksel yapısını anlatacak olursak; Toplam 2 MW’lık enerji kapasitemizi MetroCity Plazaları’nın iki farklı dağıtım trafosundan alıyoruz. Yeni yatırımımız sonrasında veri merkezimizin şu anda yüzde 25’lik kısmı dolu. Radore Datacenter tam doluluk noktasında 10 bin sunucuya ev sahipliği yapabilecek kapasiteye sahip. 3 yıl içerisinde doluluk kapasitemizi yüzde 75’e ulaştırmayı hedefiyoruz. Veri merkezimizin soğutması için “Free Cooling Chiller” teknolojisi kullanıyoruz, yani soğutma altyapımız “Chiller” hassas klimalar ve pompalardan oluşuyor. Soğutma sistemimiz N+1 yedekli olarak tasarlandı. İnternet erişim hizmetini yedi farklı internet servis sağlayıcı ile müşterilerimize sunuyoruz. Radore veri merkezinde 10 Gigabit Ethernet ara yüzlerini kullanıyoruz. Network’de kullandığımız bu yüksek kapasite sayesinde, müşterilerimizin anlık ya da kalıcı yüksek kapasite ihtiyaçlarına ağ üzerinde hiçbir fiziksel ya da yazılımsal değişiklik yapmadan rahatlıkla yanıt verebiliyoruz. Ayrıca ana omurga seviyesindeki tüm network cihazlarımız birden fazla enerji kaynağı ile beslendiği için, Radore’nin omurgası UPS arızalarına dahi direnç gösterebilmekte. Bu yedekli ana omurga sayesinde ihtiyaçlar doğrultusunda tek servis sağlayıcıdan bağımsız olarak yedekli internet erişimi sağlayabiliyoruz. Radore Datacenter, RIPE NCC tarafından Türkiye’ye atanmış tüm IP rezervinin yüzde 0,5’ini tek başına yönetmekte ve bu istatistikle, Türkiye’deki en büyük IP ağına sahip özel veri merkezi unvanını taşımaktadır. Radore Datacenter’ın bulunduğu MetroCity Alışveriş Merkezi, 7×24 dijital ve fiziksel olarak izleniyor ve belirli saatler dışında yetkilendirilmiş personel haricinde binaya giriş yapılmasına izin verilmiyor. Fiziksel güvenlik önlemlerinin yanı sıra veri merkezimiz, yangın ihbar ve FM200 gazlı ve aersol tozlu yangın önleme sistemi, su ve nem kontrol sensörleri, enerji kontrol yazılımları ve erişim takip yazılımları aracılığı ile 7×24 izleniyor.
Radore olarak Datacenter hizmetinizden ve bu bağlamda iş ortaklarınıza sunduğunuz çözüm ve artılarınızdan bahseder misiniz?
Bugüne kadarki datacenter hizmetlerimizde mühendislik altyapısı daha ön planda bulunuyordu. Günümüzde artık bunun önemi giderek azalıyor. Çünkü herkes artık aynı tip ve aynı kalite cihazlarla hizmet sunmaya başladı. Dolayısıyla burada rekabet biraz daha ön plana çıktı. Biz de bu noktada farklılaşmamız gereken bazı hususları ön plana çıkartıyoruz. Bunlardan en önemlisinin insan olduğunu düşünüyorum. Radore olarak donanımlı insan kaynağına yatırımımızı her zaman ön planda tutuyoruz. Radore olarak verdiğimiz hizmetler ve hizmetlerimizdeki müşteriye göre esnek yapıda olmamız bizim en önemli avantajımız.
Ölçek bazlı olarak düşünürsek ağırlıklı olarak hangi ölçekteki frmalara hizmet sağlıyorsunuz?
Çok farklı sektörlere ve kurumlara hizmet üretiyoruz. Kişisel sunucu kiralama hizmeti alan bireysel müşterilerden, tüm operasyonlarını bizde barındırdıkları sunucular üzerinden yürüten kurumlara kadar geniş bir yelpazeyi portföyümüzde bulunduruyoruz. Ağırlıklı olarak Kurumsal ve KOBİ niteliğindeki firmalara daha fazla hizmet sunduğumuzu söyleyebilirim. Kamu tarafında da hizmet verdiğimiz kurumlar mevcut. Ancak kamu tarafındaki firmalar daha çok kendi veri merkezlerini kurma odaklı ilerleme tercih ettikleri için, oradaki algının değişmesi zaman alacak diye düşünüyorum. Bu noktada bazı belediye ve üniversitelere hizmet sunuyoruz.
2014 yılını değerlendirdiğinizde şu ana kadar planlarınızın neresindesiniz?
Radore olarak yeni veri merkezi yatırımımıza 2013’ün son çeyreği gibi başlamıştık. İlk testimizi de 2014’ün ilk çeyreğinde yaptık. Eski veri merkezimizdeki mevcut yapımızı yeni yerimize taşıyoruz. Eski alanımızı da yeniden revize edip tekrardan hizmete sunmak için çalışmalarda bulunuyoruz. 2014 yılı aslında bizim için datacenter anlamında yatırımımızı büyütmek, eski yapımızı revize etmek ve altyapı çalışmaları ile geçti.
2015 yılına dair hosting ve datacenter alanlarında beklentileriniz nelerdir? Pazar nasıl bir değişim gösterecektir?
2015 yılı içerisinde şu an için biri inşaat aşamasında, bir diğeri tasarım aşamasında olan iki tane büyük veri merkezinin sektöre gireceği konuşuluyor. Bu tarz büyük yatırımların olması, diğer yabancı yatırımcıların da Türkiye’ye bakış açılarını geliştiriyor. Bu da sektörün olgunlaşması ve pazarlanması anlamında bence büyük önem taşıyor. Radore olarak pazarın büyümesi, pazara yeni oyuncuların eklenmesi, küçük çaplı işletmelerin büyümesi ve rekabetin artmasından memnuniyet duyuyoruz. Türkiye geniş perspektiften bakıldığında gelişmekte olan pazar algısının devam ettiği ve veri merkezi adına algının hala istenilen seviyede yerleşmediği bir konumda bulunuyor. İnsanlar ve kurumlar hala sunucuları satın almayı ve bunu kendi sistem odalarında barındırmayı tercih ediyorlar. Bu algının 2015 yılında biraz daha kırılacağını ve pazarın büyüme göstereceğini düşünüyorum.
Son Yorumlar