EY’nin küresel telekomünikasyon sektörüne yönelik Telekom araştırmasına göre telekom sektöründeki yöneticiler, pazarda ortaya çıkan ve ‘radikal değişimler yaratan’ teknolojileri en büyük risk olarak görüyor. Telekom sektöründe inovasyonun, rekabete ayak uydurmada yaşamsal bir öneme sahip olduğunu ortaya koyan araştırma, 2020 yılında küresel bağlantıların üçte birinin 4G üzerinden gerçekleşeceğini öngörüyor. Makineler Arası İletişim (M2M) ve Nesnelerin İnterneti de telekom sektörünün 2020’de tüm gelirleri içindeki oranını %10’a yükseltecek.
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin yaptığı Telekom araştırması, küresel telekomünikasyon sektöründe sermaye harcamasının gelirlere paralel artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Güçlerini artıran Over-The-Top (OTT) rakipler, geleneksel operatörlerin yatırım geri dönüşleri için de tehdit oluşturuyor.
Araştırmaya katılan üst düzey telekom yöneticilerinin %36’sı ‘radikal değişimler yaratan’ (disruptive) teknolojileri başa çıkılması gereken en önemli sorun olarak görürken, belirsiz mevzuat ortamının yanı sıra organizasyonel çevikliğin ve yatırım geri dönüşlerinin olmayışı da diğer öncelikli sorunlar olarak dikkat çekiyor.Geleneksel video dağıtım modellerinin dışında, yayınları kullanıcıya internet üzerinden, uygulama ve servislerle ulaştıran OTT’lerin (Over-The-Top) gelirleri ve pazar payları artarken ‘net tarafsızlığı’ konusu da endüstri için temel gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor.
EY Küresel Telekomünikasyon Sektör Lideri Prashant Singhal araştırmanın ortaya koyduğu bulguları şöyle değerlendirdi:
“Telekomünikasyon şirketleri müşterilerinin memnuniyetini sağlamak ve TV’den bulut servislerine ve M2M iletişime kadar gelişmekte olan yeni alanlarda kendilerine sağlam bir yer edinebilmek için iddialı yatırımlar yapıyor. Fakat yeni nesil servislerin çoğu geleneksel servislere göre düşük bir kâr marjına sahip. Bundan dolayı, yatırımların geri dönüşlerinde birçok bölgede düşüşler görüyoruz.Kârlılık sürekli bir baskı altında iken,OTT’ler yavaşlama işareti göstermeksizin birçok dijital sahada inovasyona devam ediyorlar.”
Müşteri deneyimi stratejilerin merkezinde yer almalı
“Endüstrinin değişimine uyum sağlamak isteyen telekom şirketleri, değişen taleplere ve rekabet dinamiklerine yanıt verebildiklerinden emin olmak için iş modellerini sürekli olarak gözden geçirmeliler.” diyen PrashantSinghal şunları söyledi:
“Telekom şirketleri için, değişen müşteri taleplerini karşılamanın yolu müşteri deneyimini stratejilerinin merkezine koymaktan geçiyor. Radikal değişiklikler getiren rekabete karşı da daha hızlı yanıt verebilmeliler. “Nesnelerin İnterneti” teknolojilerinin sergilediği büyüme yeni fırsatlar getiriyor ancak yatırımların geri dönüşü temel bir problem olmaya devam edecek. Operatörler ve tedarikçiler yol haritasını belirlerken bu alanda işbirliği yapmalılar.
Mobil dataya yönelik talepteki hızlı seyir, telekom şirketlerinin servis fiyatlandırma yaklaşımlarını yeniden düşünmelerine yol açtı. İleriye baktığımızda tüketicilerin birlikte, paket olarak sunulan faydaların arayışında olduğunu görüyoruz. Bu da operatörlerin ek servislerinin mevcut müşterilerine çapraz satışına odaklanmaları gerektiğini ortaya koyuyor. Operatörler için sundukları servisleri farklılaştırmanın bir yolu da, daha fazla kişiselleştirme.
Operatörler, gelişen servis portföylerini OTT işbirlikleri ile nasıl destekleyebileceklerini de dikkate almalılar. Yeni iş modelleri, Nesnelerin İnterneti (Internet of Things) alanındaki fırsatları değerlendirmek için de gerekiyor.
Analitik araçlarının kullanımı, operatörlerin son kullanıcı ihtiyaçlarını anlamalarına, bu sayede yeni servisler geliştirmelerine ve müşterilerini elde tutma amaçlı aktivitelerini güçlendirmelerine destek olacaktır.”
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Selim Elhadef, telekomünikasyon alanında Türkiye’de önemli gelişmelerin yaşandığına dikkat çekti. Elhadef şunları söyledi:
“Ülkemiz internet kullanımı açısından dünyada üst sıralarda yer alıyor. Son dönemde özellikle mobil geniş bant veri tüketimi ve bu alandaki tüketici talebi her geçen gün artış gösteriyor. Bu durum, telekomünikasyon sektöründeki oyuncular için oldukça cazip fırsatlar içeriyor. Bu fırsatları değerlendirmek isteyen telekom şirketleri artan rekabet ortamında farklılaşmak, mevcut müşterilerini korumak ve yeni müşteriler kazanmak için yeni servisler geliştiriyor, mevcut ürün ve servislerini de en iyi şekilde harmanlamak üzere çalışıyor. Sektör oyuncuları, teknoloji ve geniş bant altyapılarını da artmakta olan talebi en iyi şekilde karşılayabilecekleri şekilde geliştirmek için yoğun bir çaba harcıyor. Kısa süre önce başarıyla tamamlanan 4.5G ihalesi, sadece bugünkü ihtiyacın değil,aynı zamanda yakın geleceğin geniş bant internet talebinin karşılanması yolunda önemli bir dönüm noktası oldu.”
EY’nin Telekom araştırması, endüstrinin rotasına ışık tutuyor
EY’nin telekomünikasyon endüstrisinin rotasına ışık tutan araştırmasından dikkat çeken bulgularşöyle:
- 2020 yılında küresel bağlantıların üçte biri 4G üzerine taşınacak. Bu oran, şu anki %10’luk datakullanım oranının üç katına denk geliyor. Makineler Arası İletişim (M2M) ve Nesnelerin İnterneti de 2020 yılında tüm gelirler içindeki oranını %10’ayükseltecek. 2020 yılında Nesnelerin İnterneti alanındaki operatör bağlantılarının sayısının 500 milyonu geçmesi bekleniyor. Aynı zamanda, mobil ses gelirleri 100 milyar Dolar’dan fazla bir düşüş göstererek tüm perakende bağlantı gelirlerindeki 2013’te %62 olan seviyesinden payı %45’lerin altına düşecek. Bu da operatörlerin veri gelirlerinin ses gelirlerini geçeceği anlamına geliyor.
- Sundukları servisleri çeşitlendirerek büyümeye devam eden ve hem geleneksel, hem de yeni servisler alanında yaşanan rekabeti hızlandıran OTT’lerin endüstri değer zinciri gelirlerindeki payı da %10 seviyesine ulaşmış durumda. Bu etkenler telekomünikasyon operatörlerinin müşteri kaybı endişelerini artırıyor.
- Pazara ilişkin güncel rapor ve gelişmeler, telekom operatörlerinin pazarda OTT’lerin kendilerine yönelik oluşturduğu tehdide karşı hayata geçirebilecekleri en etkili hamlelerden birinin ortaklıklar kurmak olduğunu gösteriyor.
- Müşteri deneyimi yönetimi, operatörlerin %68’i için maliyet kontrolü, ağ modernizasyonu, kurumsal çeviklik artışı gibi tüm stratejik seçenekleri geride bırakan temel öncelik haline gelmişken, katılımcıların %82’si de bunu gelecek üç yıl içinde organizasyonları için ilk üç öncelikli konu arasında görüyor. Müşteri deneyimi tüm stratejik karar süreçlerinde en önemli etken. Şirketlerin müşteri değer önermelerini anlamaları yatırımların geri dönüşü için ilk adım.
- Müşteri deneyimi konusunda katılımcıların üçte biri için kişiselleştirme seviyesinin geliştirilmesinin ilk inisiyatif olarak öne çıkartıyor. Bunu, ağ kalitesi ve müşteri hizmet seviyesi iyileştirmeleri takip ediyor.
- Dijital büyüme hedeflerine giden yolda ilk adım, operatörlerin müşterileri için ne ölçüde inovasyon yapabildiklerini değerlendirmelerine bağlı. Geleneksel telekomünikasyon şirketleri, radikal değişimler yaratan oyuncularla işbirliği yapma fırsatlarını da değerlendirmeliler. Yeni ekosistemin getirdiği “teknoloji kuluçkaları”, “dijital şampiyonlar” gibi roller, operatörlerin de düşük maliyetli inovasyonunyollarını açmalarında yardımcı olacak.
- Kurum içi inovasyon gücünü teşvik etmek için yetenekleri çekmek ve elde tutmak büyük önem taşıyor.
- Operatörlerin üçte birinden fazlası, 2020’de gelirlerinin %20’den fazlasını dijitalin oluşturacağını öngörüyor.
- Yeni servisler, sektördeki senaryoları yeniden tanımladıkça, ürün kategorileri arasındaki çizgiler daha da belirsizleşecek, tüm oyuncular paylarını artırmak için daha çok çaba harcayacak. Operatör stratejileri çeşitli olursa olsun, müşteri deneyiminden dahili işbirliğine kadar birçok alanda kaydedilecek iyileştirmeler yaşamsal önem taşıyacak.
Son Yorumlar