Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Başkanı Prof.Dr. M. Kemal Cılız, 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun”da yapılması planlan değişiklikle ilgili sektörün endişeleri olduğunu belirterek ekonomik dinamiklere ve uluslararası iş yapış şekillerine uygun olmayan yasal bir ortamda girişimciliğin ve yatırımların engelleneceğini vurguladı. Kanun taslağının katılımcı bir çerçevede ülkemizin demokratik kazanımlarına uygun olarak ve ilgili tüm aktörleri de sürece katarak tekrar gözden geçirilmesini talep etti.
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Başkanı Prof.Dr. M. Kemal Cılız, 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınlar ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun”da köklü değişiklikler getirecek kanun teklifiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, önerilen değişikliğin özellikle erişim ve veri trafiği yer sağlayıcılarına ağır sorumluluklar getirdiği ve bu durumun ilgili sektör oyuncularında tedirginlik oluşturduğunu belirtilerek şu görüşlere yer verildi:
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi devam edilen “5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan yayınlar ve Bu yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun”da köklü değişiklik getiren kanun teklifiyle ilgili yasalaştırma sürecini dikkat ve endişeyle takip etmekteyiz.
Meclis’te tartışılan kanun teklifinin Internet ekonomisinin aktörlerinde ve bu ekonominin en önemli unsuru olan kullanıcılarda büyük bir tedirginlik oluşturacağı öngörülmektedir. Ekonomik dinamiklere ve uluslararası iş yapış şekillerine uygun olmayan yasal bir ortamda girişimciliğin ve yatırımların yeşeremeyeceği yadsınamaz bir gerçektir.
Ülkemizde, “ölçülülük“ ilkesine aykırı olarak Internet sitelerinin erişiminin engellenmesi en temel sorunlardan biridir. Bu sorunun temelinde gerek yargı kararlarının, gerekse de idari kararların evrensel bir hukuk normu olan “ölçülülük” ilkesi dikkate alınmadan uygulanması yatmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Birliği başta olmak üzere ülkemizin içerisinde olduğu birçok uluslararası kuruluş Türkiye’yi bu konuda eleştirmekte, mevzuatı bu noktadaki sıkıntıları giderecek şekilde revize etmeye davet etmektedir.
Hal böyle iken Yeni Teklif mevcut sıkıntıları gidermediği gibi temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması olan Internet sitelerine erişimin engellenmesini kolaylaştırmakta; uygulamaya yön verecek “ölçülülük” ilkesinin uygulanmasını zorlaştırmaktadır.
Devletimizin en temel görevlerinden biri özel hayatın gizliliği ve buna tecavüz eden ihlallerle mücadele etmektir. Ancak bunu sağlayacak her düzenlemede “amaç” , “araç” dengesi hassasiyetle gözetilmelidir. Özel hayatın gizliliğini korumak için “araç” – “amaç” dengesini doğru kuran ve yasalaşması gereken en temel düzenleme “Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun”dur.
“Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun Tasarısı”nın yasalaşmamasının ülkemize ekonomik maliyeti her geçen gün artmaktadır. Türkiye, uluslararası veri transferinde, AB hukukuna göre “güvensiz ülke” kabul edilmektedir. Bu durum ülkemiz merkezli bilgi teknolojileri hizmetlerini vermeyi zorlaştırmakta, bazen de imkansız hale getirmektedir.
Gündemde olan Kanun teklifi ile gerçekleştirilmeye çalışılan “özel hayatın gizliliğini korumak” amacının uluslararası pratiklere bakıldığı zaman bir yanılsama olduğu görülmektedir. Zira tüm dünyada “özel hayatın gizliliği” bu tür yaslarla değil “Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Yasalarla” korunmaktadır.
Son Yorumlar