Veeam Ülke Müdürü Ozan İnan : Veri Merkezleri En Güvenli Yolu 3-2-1 Kuralı
“Kesintisiz” çalışmanın kritik önem taşıdığı bir çağdayız. Bu da internete bağlı geçirdiğimiz saatlerin artması, internete kolay ve ekonomik erişimi sağlayan cihazlar sayesinde oldu. Mobil iş gücü ve talepkâr müşteri beklentileri, çeşitli saat dilimlerindeyken ürünlere ve hizmetlere devamlı erişimi olağan karşıladığımız bir kural haline getiren dünya oluşturdu.
Dolayısıyla kurumlar artık herhangi bir BT hizmetinin ya da uygulamanın dakikalar içinde kurtarılması gibi zorlayıcı bir görev olan ve genelde “Erişilebilirlik” olarak bilinenle karşı karşıya. Var olan kaynakların daha yüksek bir hızda ve etkili bir şekilde kullanımını sağlamak için pek çok kurum sanallaştırma, modern depolama çözümleri ve bulut tabanlı hizmetler üzerine inşa edilmiş modern veri merkezlerine geçtiler.
Veeam olarak günümüz şirketlerinin stratejilerini, Always-On Enterprise olarak tanımladığımız, e-mailler, sunucular, sosyal ağlar ve işlem portalları gibi kritik uygulamalarına herhangi bir yerden ve herhangi bir zamanda erişilebilir olması yönünde şekillendirmelerini sağlıyoruz. Modern veri saklama ve yönetme alanındaki stratejilerin bu ihtiyaçları karşılayacak nitelikte olması kurumlar için çok önemli. Çünkü her arıza, gerek çalışanlar gerekse de işletme için farklı değerlere sahip bir zaman ve ciro kaybını da beraberinde getiriyor. Böyle bir durumla karşılaşmadan önce kurumlara, değerli verilerini zarar görmeden saklayabilmeleri için 3-2-1 kuralını uygulamalarını öneriyoruz. Buna göre kurumlar üretimdeki dahil tüm verilerinin 3 kopyasını 2 farklı ortamda saklamalı ve bu ortamlardan 1’i de şirket dışında olmalı.
Bulut bilişim ve mobilite
Dijital trasformasyonda, piyasa yapıcı firmaların, CAMSS stratejisini – Cloud (bulut), Analitics (analitik), Mobile (Mobil), Social (sosyal ağlar) ve Security (güvenlik)- benimsediği açıkça görülüyor. Bu stratejinin bir parçası olan mobilite, dünya üzerinde pek çok ülkede bulut evriminin temel yönlendiricisi oldu. Mobil cihazların yayılmasıyla birlikte bu veri profilinin nasıl yönetileceği ve verinin her an kullanılmaya hazır olmasının nasıl sağlanacağı soruları ortaya çıktı.
İlk olarak mobildeki veri büyümesi müthiş. Peki, biz hangi bilginin değerli hangisinin ise gereksiz olduğuna nasıl karar vereceğiz? Her şeyi saklamalı mıyız? Her şeyi sınıflandırmalı mıyız? Mobil cihazınızın hizmet sağlayıcıya gönderdiği her şey sonsuza kadar saklanıyor mu? Buna gerek var mı? Eğer cevap evetse bunun nedeni kanunlar mı yoksa uyumluluk sağlamak için mi? Kurumların bu tür seçimleri yapmasının ardında yatan neden, veri yoğunluğunun daha önce hiç görülmemiş ölçüde bulutun temelindeki yapıyı zorlayıcı olması ve sadece yükselmeye ayarlanmış olmasıdır.
Artan mobilite sayesinde müşterilerin taleplerinin artması bulutu benimsenmesinin ardındaki en büyük etken. Bu arada bulut da kurumların araştırıp bulduğu ve faydalı hale getirdiği tüm verileri destekliyor. Uygulamalara ve bulut sağlayıcılara ayak uydurmaya çalışırken, bulut çoktan erişilebilirliğin ötesinde değişmeye ve IoT (Nesnelerin İnterneti) ile beraber yakalanabilen tüm oluşmuş veri noktalarını da kapsamaya başladı. Veri yönetiminin bir sonraki evresi IoT giyilebilirleri ve diğer akıllı cihazlardan gelen veri profilleri olacak.
Yani başta her sektörden büyük şirketler olmak üzere bütün hayatımızı kapsayan bir çok alanda, insanların programladığı sistemlerin çalıştığı bir dönem başlıyor. Burada önemli olan “kusursuz” iletişim sağlayabilmek. Dolayısıyla, her adımın daha da hassas olacağı bu dönemde, veriye erişim ve hız olmazsa olmaz bir kriter olacak. İşte tam bu noktada Veeam olarak şirketlerin ihtiyacı olan teknolojik desteği vererek, veriye erişimi kesintisiz ve hızlı hale getiriyoruz. Diğer bir deyişle iş hayatımıza dahil olan ve gelecekte normal hayatımızın da çoğunu oluşturacak sistemlerin sorunsuz ve sürekli çalışabilir olması için çözüm sunuyoruz.
En büyük tehdit; siber saldırılar
Özellikle dijital ve veri konuları gündeme geldiğinde, siber tehlikeler ve siber güvenlik gündeme geliyor. Siber güvenlik firmaları bugün Türkiye’de de dünyaya paralel olarak oldukça yaygınlaşmış birçok ürünleriyle pazarda hizmet veriyor. Buna rağmen yapılan araştırmalar bugün dünyada dijital açığın sadece yüzde 85’inin kapatılabildiğini, yüzde 15 miktarında ciddi bir açığın ise şirketler için tehlike oluşturmaya devam ettiğini gösteriyor.
Kısa süre önce sıklıkla karşımıza çıkan cryptolocker adı verilen virüs yazılımı birçok şirketin ve bireyin bu konuya daha da dikkat etmesine sebep oldu. Özellikle bilgisayarı şifreleyen, verilerin erişimini engelleyen bu fidye yazılımı her geçen gün farklı bir yöntem ile saldırılarını sürdürüyor. Tam da bu noktada Veeam olarak yedeklenmiş olan verinin 15 dakikadan az bir sürede tamamının kurtarılmasını sağlıyoruz. Ayrıca siber güvenlikle ilgili çözüm sağlayan firmaların tamamlayıcısı şeklinde sisteme dahil olarak, kullanıcılara etkili hizmet sunuyor. Yüksek hızda veri kurtarma, veri kaybının önüne geçme, kanıtlanmış koruma, yedeklenen veriden faydalanma ve uçtan uca görüntüleme olarak nitelendirilen temel nitelikleri ile Veeam bu alanda lider konumda.
#veeam, veeamtürkiye #veeamturkey #verimerkezileri #kesintisizverimerkezleri #manşet
Son Yorumlar