COVID-19 pandemisi ile hızla değişen çalışma ve yaşam biçiminden hareketle, 2021 yılında ağ teknolojilerine yön verecek trendler de önceliklere göre şekilleniyor. Zyxel Networks, yaptığı bir duyuruyla hem kurumların hem de kanalın geleceğinde önem sahibi olacak 2021 ağ trendlerini detaylandırdı…
Bu yıl içerisinde yapay zeka (AI) ve buluta odaklanan 2020 tahminlerine rağmen, herkesin beklentilerine zıt gelişmelerle karşılaştık. 2020, hem piyasa istikrarsızlığı hem de kitlesel dijital dönüşüm açısından önemli bir değişim yılı oldu. Sağlam düzenlere sahip olmayan işletmeler zorlanırken, iş sürekliliğini çeşitlendirmek ve sürdürmek için hem bir fırsat hem de gereklilik olarak önemini artıran uzaktan çalışma sistemine geçiş hızlandı.
Sonuç olarak salgın, inovasyonu yavaşlatmadı. Yönetilebilir Servis Sağlayıcıları/Entegratörler (MSP’ler) ve Katma Değerli İş Ortakları(VAR’lar), her boyuttaki şirketin iş sürekliliğini korumasına ve yeni ve mevcut zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada çok önemli bir rol oynadıklarını gösterdiler.
Günümüzde birçok işletme, ağa bağlanan yeni cihazların artışı ve yaygın uzaktan çalışma operasyonlarını uygulama zorluklarıyla karşı karşıya. Değişen şartlar ve zorluklar, iş dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu çözümlerin de değişmesine sebep oluyor.
Tüm bu değişimlerin ışığında, Zyxel Networks’ün açıkladığı 2021 ağ trendleri aşağıdaki gibi sıralanıyor.
Yüksek yoğunluklu ortamlar için WiFi 6
WiFi 6, ağ gecikmesini azaltırken genel kapasiteyi artırarak ağ performansını önemli ölçüde iyileştirmek ve geliştirmek için ağ dönüşümüne öncülük edecek.
Daha fazla bağlı cihazın olduğu yüksek yoğunluklu ortamlarda bile her kullanıcı için daha hızlı ve daha tutarlı bağlantılar sağlayacak olan WiFi 6 sayesinde, performansta veya yanıt süresinde bozulma olmadan daha fazla kullanıcı ve cihaz ağlara bağlanabilecek.
Bulut tabanlı ağ: Hem bir anlayış hem de bir çözüm
Uzaktan çalışma yoluyla yeni esneklik ve erişim seviyeleri sunan bulut teknolojisi, işletmelerin çalışma biçiminde devrim yarattı. Bulut tabanlı ağların benimsenmesi, işletmelerin maliyetlerini azaltırken verimliliğini artırabiliyor, böylece kurumların BT hizmetlerini uzaktan yönetmelerine olanak tanıyor. Bulut teknolojisinin sunduğu uzak sunuculardaki barındırma sistemleri, bilgiyi koruyup veri kaybını önleyerek daha güvenli bir çözüm sunuyor. Bir iş ağını buluta taşımak söz konusu olduğunda kurumların birçok farklı konuyu göz önünde bulundurmaları gerekiyor olsa da, şirketlerin öncelikli yaklaşımlarını belirlemeleri önem taşıyor. Bir ağ altyapısını buluta taşımak zaman alıyor ve işletmenin her seviyesinden çalışanın adaptasyonunu gerektiriyor.
Ölçek fark etmeksizin, tüm kuruluşların buluta geçişlerinin arkasında açıkça tanımlanmış bir stratejisi ve iş hedefi olması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde hem VAR’lar hem de MSP’ler, buluta sorunsuz bir geçiş sağlamak için kurumsal son kullanıcılara yakın bir şekilde çalışmalılar.
5G: Gelmiş geçmiş en hızlı veri yolu
5G, işletmeler için ağ iletişiminde devrim yaratacak ve ortalama 150-200 Mbps hızında çalışan fiber ağlara kıyasla daha yüksek hızlar sağlayarak, hizmet sağlayıcılar için ideal bir çözüm sunacak. Ayrıca yeni nesil mobil iletişim teknolojisi, her ölçekteki işletmede devrim yaratabilecek daha düşük gecikme, daha yüksek kapasite, gelişmiş esneklik, güvenlik ve gerçek zamanlı hizmetler sağlayacak.
GSMA’ya göre, 2025 yılına kadar dünya nüfusunun üçte birini kapsaması muhtemel 5G ağları, işletmeler için önemli avantajlar sağlama potansiyeline sahip. Daha yüksek bant genişliğine sahip 5G ağlarının çoğalması, işletmelerin yüksek hacimli verileri transfer etmelerini kolaylaştıracak ve daha sonra sınır bilişim için fırsatlar yaratacak. Bu durum, bulut sunucularına gönderilen ve bulut sunucularından alınan veri miktarını azalttığı için işletmeler için büyük fayda sağlıyor.
Hibrit ağ: İşletmeler için ideal çözüm
BT ağlarının rolü değişiyor: Geleneksel ağ modellerinin, bir kuruluşun ihtiyaçlarına ve günümüzün dijitalleşmiş dünyasında ortaya çıkan teknolojilere uyum sağlaması ve değişmesi beklenir.
Çalışanlar artık bir ofisle sınırlı olmadığından, hibrit ağ, birçok işletme için ideal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Hibrit ağ, kullanıcılar, cihazlar ve sahalar arasında bağlantılar oluşturmak için iki farklı ağ teknolojisi kullanır. Her zamankinden daha fazla ‘dağıtık’ sistemde çalışana sahip olan işletmelerin bazı kullanıcıları Ethernet üzerinden, bazıları Wi-Fi ve bazıları da evden internet veya 4G / 5G kablosuz ağları üzerinden çalışabilirler. İşletmeler, Bulut Tarafından Yönetilen Ağ veya SD-WAN gibi teknolojileri kullanarak, farklı bağlantılardan gelen trafiği kolaylıkla yönetebilir ve merkezi ağa yönlendirebilir.
Zyxel Networks EMEA Başkan Yardımcısı Jean-Marc Guignier şunları belirtiyor, “Farklı ağ altyapılarının kullanılması, ağ kesintisi riskini azaltıyor. Hibrit ağlar daha fazla esneklik ve kapasite, iyileştirilmiş uygulama performansı ve daha ucuz fiyat noktaları sunuyor. MSP’lerin, müşterilerin bu hibrit ortamları planlamasına ve yönetmesine yardımcı olarak kendilerini sektör uzmanları ve güvenilir danışman olarak konumlandırmaları gerekiyor.”
Güvenlik ve veri gizliliği bir numaralı öncelik olmaya devam ediyor
Güvenlik, 2021’de MSP’ler için başlıca öncelik olarak kalacak. Siber suçlar daha nitelikli hale geldikçe ve saldırı yöntemleri karmaşıklaştıkça, daha fazla güvenlik için sürekli yarış devam edecek. Bu yarış, dağıtık forma bürünen iş gücü nedeniyle daha zorlu bir hal alabilir. Çalışanların farklı konumlardan ve farklı cihazlardan bir ağa bağlanması ağı savunmasız bırakabilir ve siber saldırılara açık hale getirebilir.
Pandemi süresince MSP’lerin bilgi, uzmanlık ve becerileri, bu konunun önemini bir kez daha ortaya koydu. IDC istatistiklerine göre, yönetilen hizmet sağlayıcıların yüzde 59’u diğer tüm iş modellerinden daha fazla güvenlik teklifi sunuyor ve gelecekte bu istatistiğin daha önemli hale gelmesi bekleniyor.
Kurumsal kanalın geleceği
IDC verilerine göre, çalışanların yüzde 41’i pandemi sonrasında da bir süre evden çalışmaya devam edecek. Dolayısıyla ağ üzerindeki talepler artmaya devam edecek ve MSP’ler değişen iş ortamlarında ağ sürekliliğini sağlamak için çok önemli bir rol oynayacak.
Daha fazla işletme, mevcut ekonomik ortama yanıt olarak, artık şirket içinde sahip olmadıkları BT uzmanlığı için üçüncü taraf uzmanlara güvenecek. Bu ihtiyacı kolaylaştırmak için, VAR’lar ve MSP’ler, çalkantılı zamanlarda müşterilerine yeni trendler ve teknolojiler hakkında değerli tavsiyeler ve uzmanlık sunmak için ekiplerini eğitmeye ve geliştirmeye önem vermeli.
2021’de eğitime yatırım yapan ve gelişen teknolojiyi farklılaştırıcı olarak benimseyen MSP’ler başarılı olacak. Ancak bu başarıyı elde etmek isteyen sağlayıcıların çok geç olmadan güncel trendlere uyum sağlamaları gerekiyor.
Son Yorumlar